Anafartalar’daki Gülhane İşhanı için yeni proje

Anafartalar Caddesi’nin simge yapılarından biri olan Gülhane İşhanı, tarihi ve mimari özellikleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Yüzyıllık bir geçmişe sahip olan tarihi bina, hem estetik değeri hem de tarihsel önemiyle dikkatleri üzerine topluyor. Binanın sahibi Nedim Çalapkulu, işhanının üst katını Ankara’nın gelişimine katkı sağlayacak bir alan olarak değerlendirmeye hazırlanıyor.

Çalapkulu’nun planları arasında, tarihi mekânı kültürel ve toplumsal etkinlikler için bir merkez haline getirmek de bulunuyor. Dönüşüm, Gülhane İşhanı’nın hem tarihi hem de modern işleviyle kent yaşamına yeni bir soluk getirmesi bekleniyor.

TARİHE IŞIK TUTUYOR

Başkentin merkez noktalarından birisi olan Ulus’ta bulanan, döneminin tarihi yapıları, günümüzde de varlığını devam ettiriyor. Ulus’un en işlek yerlerinden biri olan Anafartalar Caddesi de, geçmiş ve günümüz arasında bağlantı kuran yapılara ev sahipliği yapıyor. Caddede bulunan tarihi yapılar, üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen görenler tarafından büyük bir ilgi ile karşılanıyor. Bu eşsiz ve tarihe ışık tutan binalardan bir tanesi olan tarihi Gülhane İşhanı, asırlık geçmişi ile hem tarih öğrenciler tarafından hem de vatandaşlar tarafından inceleniyor.

BİNANIN İSMİ AİLE ÜYELERİNDEN GELİYOR

Gülhane İşhanı’nın 100 yıllık hikâyesini anlatan bina sahibi Nedim Çalapkulu, “1922 yılında inşasına başlanan Gülhane İşhanı, 1925 yılında tamamlanmış. Dönemin Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç tarafından yaptırılan bina, ilk olarak Hasan Fehmi Ataç Apartmanı adıyla tanınmış. İlk yıllarda Ticaret Vekaleti olarak kullanılan bina, 1950 yılından sonra bir dönem 100 yataklı Büyük Otel olarak kullanılmış. 1992 senesinde babam alıyor. Ankara’nın nadir binalarından olan Gülhane İşhanı’nı, işhanı olarak kullanıyoruz” şeklinde konuştu. Çalapkulu, Gülhane isminin nereden geldiği ise şu sözlerle anlattı:

“Binanın ismini, babamın isteği üzerine Gülhane olarak değiştirdik. Bunun sebebi de annem Güler, babam Hamit ve benim Nedim olan isimlerimizi birleştirdi. O yıllardan itibaren de binanın ismini bu şekilde kullanıyoruz.”

BAŞKENT İÇİN DEĞERLENDİRECEK

Gülhane İşhanı ile ilgili ileriye dönük planlarından bahseden Çalapkulu, şunları aktardı:

“3 katlı olan binanın ilk 2 katını iş yerleri için kullanıyoruz. En üst katını ise, Ankara’nın gelişmesine katkı sağlamak ve tarihi alanların değerlerini unutturmamak için kullanmak üzere değerlendirmeyi planlıyorum. Şuanda İşhanı’nda Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan bir restorasyan süreci var. Bu sürecin tamamlanmasının ardından planlamış olduklarımı uygulamaya geçirmeyi düşünüyorum. Burada seminerler yapılması için bir alan ayıracağım. Üniversiteden mezun olan gençlerin iş hayatına attığı ilk adımda burayı istedikleri gibi kullanabileceği bir alan oluşturmak gibi bir düşüncem var.”

MİMARİSİYLE DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKİYOR

Binanın; cephe düzeni, öğeleri, estetik bezemeleri ile döneminin mimari özelliklerini yansıtıyor. Gülhane İşhanı Cadde üzerinde o dönemlerden günümüze kadar ulaşan ender yapılardan biri olarak öne çıkıyor. İşhanı, mimari, estetik ve tarihi değeri ile dikkatleri üzerine çekiyor. Konumunu ve ölçeğinin de etkisiyle caddenin en dikkat çeken binaları arasında yer alan yapı, kent ve çevre kimliği açısından da büyük önem taşıyor. Fonksiyonel olması nedeniyle günümüzde de birçok iş yerine ev sahipliği yapıyor. Bunların yanı sıra, Büyük Otel’den kalan tarihi bir ayna Gülhane İşhanı’nda yer alıyor.